Yavaş yavaş Avusturya’nın kalbine doğru ilerliyormuşuz gibi hissediyordum bu doğudan batıya doğru uzanan ülkede Viyana’ya doğru yaklaştıkça. Mozart’ın doğduğu şehir olan Salzburg’a girerken tam da hissetiğim bu idi. Inanın bu tatil boyunca otel bulmakta en zorlandığım şehir Salzburg oldu. Bizim gittiğimiz dönemde açık hava festivali olduğundan ancak şehrin dışında bir otel bulabilmiştik ki, otelin çok da konforlu olduğu söylenemezdi doğrusu. Ancak arabamızı rahat bir şekilde park edebildik ve şehir merkezine de yakınındaki otobüs durağından atladığımız otobüs ile rahat bir şekilde 20 dakika kadar kısa bir zaman diliminde ulaşmayı başardık. Şehir merkezine vardığımızda daha öğlen vakitleri idi ve gezeceğimiz yerleri de önceden offline haritamıza işlemiştim.
Tuz madenleri ile de ünlü olan bu şehirde ilk durağımız Makarsteg Köprüsü oldu. 225 km boyunca uzanan Salzach nehri üzerinde bulunan köprülerden biri olan bu köprünün tel parmaklıkları üzerine insanlar asma kilit takıp aşklarının sonsuza dek sürmesini diliyorlar. Eski şehir meydanı ile Mirabell sarayı ve Mozart’ın doğduğu evi birbirine bağlayan ana hat üzerinde olduğundan da olsa gerek, köprü üzeri oldukça kalabalık. Köprünün hemen yanıbaşında bizi bekleyen bir sürpriz ile de karşılaşıyoruz. Sokak performansı gerçekleştiren 2 muzisyen arkadaş ile bir gün önce Innsbruck’da karşılaşmıştık. Sanırım bizi takip ettiler :))
Köprü üzerinde geçip hemen 5 dakikalık mesafede bulunan Mozart’ın yaşadığı eve geliyoruz. Burası Mozart’ın doğumundan sonra taşındığı ve İkinci Dünya Savaşından sonra orjinaline uygun bir şekilde tadilat görmüş bir müze aynı zamanda.

Oğlumuzu sanki fotoğrafını çekince büyük bir bestekar yaparız umudu taşıyormuşcasına atmışız evin önüne bize poz versin diye J O da tam karşısından gelen güneşten zorlukla gözlerini açıp kıramamış annesini ve babasını :))
Mozart’ın şimdilerde müze haline getirilen bu evinden yürüyerek Mirabell Sarayı’na geçiyoruz. 1606 yılında inşa edilmiş bu sarayın, bahçelerini muhakkak görmelisiniz. Burası 1818 yılında çıkan yangından sonra tekrar restore edilmiş. Arka planda Salzburg Katedrali ile teleferikle de çıkabileceğiniz Hohensalzburg kalesi veya diğer adı ile de Salzburg Kalesi de fotoğraf karemize giriyorlar.
Mirabel sarayından geri dönüp tekrar Eski Şehrin içerisinde gezinmeye başlıyoruz. Buranın en önemli caddelerinden biri Getreidegasse caddesi. Birçok mağazanın olduğu sokakların da dar olmasında kaynaklı zaman zaman yolda adım atmakta zorlanabileceğiniz bir cadde burası. Ilerlemeye devam ediyoruz ve bu kez 27 Ocak 1756 tarihinde Mozart’ın doğduğu ev çıkıyor karşımıza. Şimdilerde aralarında Mozart’ın violenselinin, portrelerinin ve çalışmalarının sergilendiği müze olarak ziyaretçilere hizmet vermekte olan bu binada, bir oda da orjinalini yansıtacak şekilde tutulmaktadır. Sanal tur da atabileceğiniz resmi web sitesi:

Eski şehrin ara sokaklarında bu kez Mozart meydanına doğru ilerliyoruz.
Burası oldukça geniş bir meydan. Meydanda 1842 yılında yapılmış Mozart’ın bir anıtı da var tabii ki. Zaten Salzburg buram buram Mozart kokan bir şehir olduğu için, Mozart’ı anıtı olmasa bile her köşe başında hissedebiliyorsunuz. Şehir doğal olarak da bir klasik müzik cenneti. Bizim bulunduğumuz akşam, meydanda yapılan hazırlıkların hava karardıktan sonra herkese açık bir sinevizyonda sergilen bir opera gösterisi olduğunu tecrübe etmek gerçekten çok zevkli idi.


Herkes büyük dev ekrandaki gösteriyi sessizce ve zevkle izlerken siz de kendinizi ortamın akışına ayak uydurur bir şeklide opera izlerken bulabiliyorsunuz. Demek istediğim burada yaşamaya başlayın ve her ne kadar sanattan, müzikten uzak bir insan olsanız da, sanat aşığı ve bundan haz alan bir kişilik haline gelmeniz sadece zaman meselesi olduğunu ispatlıyor bu güzel Avusturya şehri.
Tüm buraların dışında Salzburg’da gezmeye değer başka yerlerde var. 1 gün daha yani toplamda 2 gün geçirebiliyorsanız programınıza,
- Salzburg Kalesini ki içerisinde farklı kategorilerde müzeler var,
- Salzburg Katedralini,
- Oyuncak Müzesini ve
- araba ile gidebileceğiniz yakın mesafelerde bulunan
- Salzbergwerk Hallein Tuz Madeni ile
- 2. Dünya savaşından kalma uçakların, helikopterlerin ve Formula 1 arabaları gibi yüzyılımızın teknolojik araçlarının sergilendiği Hangar-7 Müzesini
dahil edebilirsiniz.
Salzburg’un güney doğusunda yer alan araba ile 1 saat mesafedeki Hallstat kasabası da bizim görmek istediğimiz ancak vaktimize sığdıramadığımız bir diğer gezilesi lokasyon olarak değerlendirilebilir.